Elde çekimin bazı güzel yanları var. Tripod ve doğal ışık ile kıyaslarsak en iyi fotoğraflar belki elde çekim ile olmuyor ama bir makro gezisinde özgürce her koşulda uçanın kaçanın peşine düşmenin tek yolu bu. Verimli bir günde elde çekim ile şarjım ya da hafıza kartım tükenene kadar çekim yapıp kısa sürede harddiskimi doldurabiliyorum. İşlendikten sonra onlarca fotoğrafa yetecek ham malzeme toplayabiliyorum. Neredeyse yılbaşı geldi, hala Mayıs ayında çektiğim fotoğrafları işlememin sebebi bu. Elde çekim sayesinde o kadar çok fotoğraf çekmişim ki işlerken 6 ay geriden geliyorum.
İster elde çekim olsun, ister tripod ile, makro fotoğraflar çok ender olarak tek karelik bir çekimden oluşur. Kelebek, yusufçuk gibi büyük böceklerin tüm gövdesini gösterecek ve etraflarında hoş görünen bir boşluk ile geniş bir kadraj hazırlıyorsak bu mümkün. Biraz diyafram kısınca alan derinliği yeterli gelecektir. Ama detaya girdikçe, büyütme arttıkça 3-5-15 adet çekim ihtiyacı karşımıza çıkacak.
Çok daha fazla fotoğrafa ihtiyacımız yok çünkü elde çekimde 3X-4X büyütme değerlerlerine pek ulaşamıyoruz. Titreme, netleme, ışık ihtiyacı gibi sebepleri tahmin ediyorsunuz. Düşük büyütmelerde nadiren 15 kare ihtiyacı doğuyor. Bu yazıda anlatacağım çekim bu rakamlara yakın değerler taşıyor.
Dung fly
Scathophagidae ailesinden sinekler İngilizce adıyla dung fly olarak geçiyorlar. Bol tüylü görünümleri ve sarı renkleriyle hemen dikkat çekiyorlar. Sinek resimdeki sandalyenin arkasında çalıların içinde dikkatimi çektiğinde bahçede kilim serip piknik yapan ufaklıkların fotoğraflarını çekmekle meşguldüm. Birkaç dakika sonra aynı yere baktığımda sineği hala orada görünce “belki” diyerek Rodagon WA 40mm lensi taktım. Bu lenste tam tüp seti ile oluşan büyütme 3X gibi bir değere geliyor. Sineği tam kadraja ya alacak, ya fazla gelecek derken bakıyorum sinek tam olarak kadrajı dolduruyor.
Netlikten çok kaybetmemek için genellikle f11’i aşmıyorum. Bu da öyle oldu. Alan derinliği hala çok az olduğu için focus stack’ta kullanmak üzere bolca fotoğraf gerekecek. Elde çekim 3X’te istikrarlı bir kadraj ve alan derinliği kontrolü yapılamayacağı için yine bolca fotoğraf gerekecek. Ve nefesimi tutup dalışa geçiyorum. Makro çekime dalmak suya kafa sokmak gibi. Nefes tutup vizöre yapışıyor, en kısa zamanda bol fotoğraf çekip işi bitirmeye çalışıyorum. Böcekler bizim kadar sabırlı ve istekli değiller. Hızlı çalışmak önemli. Sinek flaş ışığından ürkmeden oturmaya devam ediyor. Şanslıyım. EXIF bilgilerine bakıyorum 40sn’de 23 kare çekip kafamı kaldırmışım. Derin bir nefes ile rahatlıyorum.
[quote align=”right” color=”#999999″]Elde çekim focus stack çalışmalarında bu “kafayı indirip kaldırma”lar tek bir stack dizisini ifade ediyor. Çünkü tekrar eğildiğinizde tamamen aynı açıyı yakalamanız çok zor. Perspektif kayacağı için çekilen fotoğraflar birleşmeyecek. O yüzden tüm çekim dizisini bir seferde halletmek iyi bir fikir olacaktır.[/quote]
Makinada LCD ekranda çekilen diziyi kısa bir kontrolden sonra bir sorun farkeder ya da çekimi yetersiz görürsek, ve böcek hala oradaysa tekrar dalıp en baştan almak gerekecek. Bu dalışlar sıcakla birleşince oldukça terletiyor. Kontrol işlemi sırasında biraz nefeslenip tekrar deneyebiliriz. Bana bu ikinci sefer gerekmiyor. Dizi iyi gibi duruyor. Ama başka açılardan deneyebilirim… Ve öyle yapıyorum. Birkaç farklı kadraj ile çekim devam ediyor. Böceğe teşekkür edip piknik sofrasına geçiyorum.
Bilgisayar başında
Gerçekte elimizde ne var bilgisayar başına geçmeden öğrenemiyoruz. Onlarca çekim yaparak çok uğraştığımız bir kadrajda eksik kalan net bölgeler sıkça karşımıza çıkıyor. Elde çekimde şans faktörü önemli rol oynuyor. Elimde aynı kadraja ait 23 fotoğraf var. Çekim sırasında fotoğraf miktarını içgüdüsel seçiyoruz. Bir şekilde denk gelen, kontol edebildiğimce, az çok farkındalıkla çekip bu kadar yeter demişim. Gözden geçirince yüzüm gülüyor. Kritik bölgelerde eksik net alanlar yok gibi. Ama kadraj dağınık. Bu yüzden neredeyse bu fotoğraftan vazgeçecektim. Bunun gibi vazgeçtiğim çok fotoğraf var. Bu sefer bir denemeye karar veriyorum. Yarım saat sonra elimde bir türlü birleşmeyen bir fotoğraf dizisi var. Sinirlenip çalışmayı kaydetmeden bilgisayarı kapatıyorum.
Ertesi gün bu yazıyı yazmaya karar verdim. Bu fotoğraf zorlukları göstermek için iyi bir örnekti. Böylece tekrar bilgisayar başına geçip işe en baştan başladım.
RAW – JPEG çevriminde fazla bir müdahale gerekmiyor. Birkaç sensör toz lekesi temizliği, biraz pozlama telafisi. Sonra tüm bunları net alan konumuna göre önden arkaya dizecek şekilde dosyaları isimlendirmek gerekecek. Focus stacking programları bu şekilde daha iyi çalışıyor. Bu kısım biraz dikkat isteyen sıkıntılı bir iş. Arada bazıları tamamen aynı bölgede netlik gösteriyor. Fazlalıkları silmek gerek. Kadrajı daha iyi olanı seçip diğerini atarak devam ediyorum. İşlem sonunda 23 fotoğraf 13 fotoğrafa düşüyor. Genelde böyle yarısı çöpe çıkıyor. Hepsinin dosya ismini değiştirip sıralıyorum. İsimlendirirken alfabetik sözlük sırası yöntemi ya da rakam verme farketmiyor. Önemli olan sıralı olması.
Elde çekimde sürekli değişen kadraj işin en zor kısmı. Kadraj değişince perspektif değişiyor. Focus stack programları ya tamamen çuvallıyor ya da seçtiği bir kadraja göre diğerlerini kesip atarak ilerliyor. Photoshop böyle durumlarda biraz daha başarılı. Ama en iyisi programları birlikte kullanıp asıl işi manual olarak yapmak. Üşenmek yok.
Diziyi animasyon olarak izlersek daha iyi anlayabiliriz.
Kadraj olarak uyumlu olanları önce Zerene ile birleştirip perspektifi sorunlu olanlardan da sadece ihtiyacım olan bölgeleri Photoshop’ta manual olarak taşıdım. Biraz uzun sürdüğünü kabul etmem gerek. Ama yaparken parça parça birşeylerin ortaya çıkmasını seyretmek benim için keyifli bir süreç. Tüm parçalar birleştikten sonra ortaya çıkan hala “ham” diyeceğim fotoğraf şöyle oldu:
Fena görünmüyor. Ama bazı sorunlar var. Sol alt köşede, sağ bacağın altında eksik kadrajların yarattığı çizgiler var. Ton geçişleri biraz sert. Ve böceğimiz bu sabah duş almamış, oldukça kirli! Bu sorunları Photoshop ile dokunarak gideriyoruz. Abartmıyoruz, doğal görünümü bozarsak hoş olmaz. Bir de imza yazısı eklersek resim paylaşılmaya hazır:
Elde çekim fotoğraflarda çoğu zaman bu kadar büyütme yapmıyorum. 0.5X-2X arası düşük büyütmelerde çalışıyorum. O zaman iş çok daha kolay oluyor. Kadraj sorunu pek yaşanmıyor. Alan derinliği daha fazla olduğu için 3-4 fotoğrafı hızlıca birleştirip sonuca ulaşmak mümkün oluyor.
Şansınız açık olsun 🙂
12 yorumlar
Eline sağlık, müthiş olmuş. Bence en iyi çalışmalarından biri…
Teşekkürler Bayram, o kadar beğendiysen olmuş demektir 🙂
muhteşem bir yazı olmuş, photoshop ta neden üşenmediğiniz belli oluyor:)
yazıyı pür dikkat okudum, ama bişeyi merak ediyorum bazen herşeyi yapmanıza rağmen ps ta istediğiniz focus stack olmuyor, neden?
yani kadrajı ayarlamak desem, sizin kadrajda 4*4 lük değil ama sonuç çok iyi, net alanı hizalamak desem bazen olumsuz sonuçlar ile karşılaşıyorum, acaba ps yerine başka programlar çözüm olabilir mi? ekstra bir teknik var mı bu konuda..
ayrıca tekrar yazacağım ama olsun, YAZINIZ ÇOK ÇOK İYİ!! 🙂 BAŞARILAR
Merhaba, beğeninize çok sevindim.
Elde çekimlerde mükemmeli yakalamak çok zor. Şans yardımı da gerek. Net olmayan alanların kalma ihtimali hep var. Kusursuz netlik istiyorsak tripod ve focus rayı ile çalışmamız gerek. Stüdyo ve doğal ışık düzeneklerinde böyle çalışıyorum. Sonuçlar çok daha iyi oluyor. Ama her böceği de öyle sabit tutmak mümkün değil. Sabah çok erken saatlerde olmalı. Ya da daha yüksek büyütmelerde daha çok ölü böcek kullanılıyor.
Kadraj kaymalarınız yoksa Zerene Stacker deneyebilirsiniz. Yüksek adetli focus stack çalışmalarında en başarılı yazılım olarak bilinir. Helicon Focus da var. Photoshop sorunlu çekimlerde ve düşük adetli stack çalışmalarında iyi.
Ellerinize sağlık.
teşekkür ederim 🙂
yazınızı okuyunca hocam valla her satırında helal olsun dedim. tebrik ederim.
Teşekkürler 🙂
Güray Bey merhaba,
Elimdeki 60mm lense üreticisi 1:2 büyütebilir diyor.
Olympus 65-115 helicoidi taksam alacağım büyütme hangi değerler arasında olur
bunun bir hesabı var mı …
Elde çekimde 3x e kadar zorlamışsınız güzel de olmuş, dağcılıkta biz trans aralarında dinlenmek için sahaya iniyoruz ondan tüple elde sizin bu çalışmanızla heves sınırımızı da göreyim istiyoruz.
Evet bir hesabı var. Lensin orijinal büyütme değerine tüp boyu ile oranlanmış odak boyu ekleniyor. Yani 65mm için 1.5X ile 112mm için 2.3X arası gibi oluyor.
Modern gövdeler her açıdan daha başarılı. Özellikle aynasız gövdelerde karanlık vizör sorunu olmuyor. Nereye odakladığımızı daha rahat görüyoruz. Umarım benim yazıyı yazdığım dönemde olduğu kadar zorlamaz sizi.
Teşekkürler,
Sizdeki 50 mm makro lens 9 cm minimum netlik odaktan 1 cm e inmişti
Peki 60 lık makro lensteki 27 cm odak nasıl değişir bilinebiliyor mu …
Bunu diğer soruda biraz ele aldım. Yani kısaca 27cm’in nasıl değişeceğini net olarak söyleyemiyorum. Bendeki kadar inmeyeceği belli ama değerini veremiyorum.