Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi makro çekimdir, hangisi değildir?
Genellikle bir fotoğrafta çiçek, böcek gibi yakın plan bir nesne gördüğümüzde o fotoğrafı makro olarak adlandırırız. Büyütme oranına çok dikkat etmeyiz. İyi bir fotoğrafı tarif ederken bunun hiçbir önemi yoktur ama makro ile ilgileniyorsak tanım olarak bilmemiz gerekir.
Kompakt makina kullandığım dönemde bol bol yakın çekim yaptım. 5cm’e kadar yaklaşabilen lensiyle oldukça tatmin edici görüntüler elde ettim. Daha fazla detay için neler yapılabilir, ne kullanılabilir diye düşünmüyordum. Profesyonel makro çekim örnekleri de görmemiştim. Çok fazla yaklaşınca böcekler uçup kaçıyorlardı, kaçırmadan ne kadar yaklaşabilirsem o kadar detaylı bir görüntüye sahip oluyordum. Bütün mesele buydu.
Peki ne kadar büyütebiliriz? Çektimiz her yakın plan fotoğraf makro mudur?
Makro çekimde karar vermemiz gereken önce şudur: Kadraj mı? Büyütme mi?
Daha çok estetik açıdan yaklaşıyor ve nesnenin tamamını çevresiyle birlikte görüntülüyorsak kadraj bizim için daha önemlidir. İstediğimiz çerçeveyi oluşturan büyütme oranı neyse o şekilde çalışırız, bu da genellikle düşük büyütmelere denk gelir. Farklı büyütme oranlarında çalışabilen genel amaçlı ekipman kullanırız.
Detaya yoğunlaşıyorsak ekipmanımızı belli büyütme değerinde seçerek o büyütmede uygun kadraj yaratmaya çalışırız. Körük ya da helicoid tüpler değişken büyütme için belli bir esneklik sağlasa da genellikle bu dar bir aralıktadır. Nesnenin daha çok belli bir bölgesi ile uğraşılır. Bir sineğin portresi gibi mesela.
Bazı büyütme oranlarını çalışılan ekipmanın niteliği ve çalışma zorluğuna göre sınıflandırdım.
Close-up – Yakın çekim
Genellikle kadraja önem verdiğimiz geniş alanlı çekimler bu kapsama giriyor. Tanım olarak 1:1 büyütmeden daha azını yapıyorsak bunları yakın çekim olarak adlandırıyoruz. Örneğin bir kelebeğin boyutu doğal olarak makinemizin sensöründen çok daha büyük olduğuna göre tamamını görüntüye sığdırabilmek için 1X büyütme yapamayız. 0.25X ya da belki daha azı uygun olacaktır.
Makro olmayan lensler ile nesneye yaklaşarak, ya da tele lensler ile uzaktan çektiğimiz fotoğraflar bu sınıfa giriyor. Üzerinde makro yazan zoom lenslerin çoğu 0.5X altında çalıştığı için aslında gerçekten birer makro lens değiller.
Bazı kaynaklar 0.5X büyütmeyi de makro tanımına dahil ediyorlar ama aslında 0.5X ve bunun altında kalan yakın plan çekimlere close-up diyoruz.
1:1 Büyütme
Fotoğraf çekmeye başladıktan çok sonradan öğrendiğime göre makro çekimde belirleyici bir sınır varmış. 1:1 büyütme, kısaca 1X. Bir fotoğrafın gerçek makro olup olmadığını belirleyen sınır 1X büyütmeden geçiyor. 1:1 büyütmeye gerçek makro deniyor.
1X dediğimiz zaman kulağa etkileyici gelmiyor. Bir şeyi 1 kat büyütüyorsak aslında büyütmüyoruz sanki değil mi? 🙂 Öyleyse başka bir şekilde yorumlamamız gerek. 1X büyütme şudur: Nesnenin gerçek hayattaki boyutları neyse, üzerine odakladığımızda fotoğraf makinemizin sensörü üzerinde oluşan boyutu da aynıdır. Yani 1cm boyunda bir sineği çekiyorsanız sensörünüzde 1cm boyunda bir imaj oluşacaktır.
Aşağıda fotoğrafta gösterilen lens sistemi aslında daha yüksek bir büyütmeye ayarlanmış. Ama 1X gibi düşünüp kurgusal olarak durumu gösterebiliriz.
Peki bu 1cm’lik sinek kaç piksele denk gelecek dersek, hesaplamamız lazım. Bunu belirleyen şey sensörümüzün boyutu ve kaç megapiksel olduğudur. 1 piksel’in sensör üzerinde ne boyutta olduğunu bilirsek 1cm içine kaç piksel düşeceğini de biliriz. Pentax K-x’im üzerinden gidersek: APS-C (23.6 x 15.8 mm) sensör ile 4352 x 2868 çözünürlük değerleri ile,
23.6mm —- 4352 piksel
10mm (sinek) —— ? piksel
orantısından hesaplarsak 1cm’lik sineği 1:1 büyütmede Pentax K-x ile 1844 piksel olarak görürüz. Bundan sonra aynı büyütme oranıyla çektiğimiz herhangi bir cismin gerçek boyunu hesaplama şansımız da olur. Örneğin aynı sineğin gözünün çapı çektiğimiz fotoğrafta 400 piksel görünüyorsa gerçek hayatta bunun (400 x 23.6/4352) = 2.16mm olduğunu öğrenebiliriz.
1:1 büyütme üzeri
Bu noktada tanımları boşveriyorum, çünkü 1X üzeri büyütmede asıl eğlence başlıyor. bu büyütmelere ulaşmak için çooook çeşitli yöntemler var. Sonu olmayan bir yola girilmiş oluyor. Denediğim şeyleri ileride anlatmayı planlıyorum.
1X – 4X aralığı gittikçe zorlaşsa da hala elde çekim yapabildiğimiz, bağ bahçe dolaşma özgürlüğümüzü kaybetmediğimiz seviyeler. Aslında 4X elde çekim için saç baş yolacağımız kadar zordur 🙂 Titremeden, nefes kontrolü ile deklanşör düşürme atıcılıktan çok farklı değil. Askerlikte iyi bir atışçı olamadıysanız elde çekimde muhtemelen 4X’te pes edeceksiniz.
5X büyütme üzeri
Bu seviyeden sonrası kontrollü bir ortamda sabit düzenekler ve çok iyi bir aydınlatma ile yapılıyor. Bambaşka bir dünyaya girdiğinizi hemen anlıyorsunuz ve her fotoğrafın sonucunu büyük bir merakla bekliyorsunuz. Çünkü görecekleriniz artık çıplak gözle göremediğiniz şeyler. Sürprizler bekliyor…
Örneğin aşağıdaki 8X fotoğrafı çekerken bir ağaç bitine ait detayları göreceğimi beklerken bir anne ve bir bebekle karşılaştım 🙂 Yavru ağaç biti çıplak gözle bir toz tanesi zannediliyordu.
10X büyütme üzeri
10X’ten sonrasında fotoğraf makinemize taktığımız şeyler uzaydan gelmişe benziyor 🙂 Aslında daha çok laboratuvar aletleri kullanıyoruz. İşin adı da değişiyor, artık fotomikrografi diyoruz. Farklı isimlendirmeler de var. Mikroskoplarda kullanılan objektifleri ya da endüstriyel bazı lensleri bağlıyoruz. Tripod bile istediğimiz titreşimsiz ortamı sağlayamıyor. Makinemizi ve objemizi sağlam bir şekilde sabitlememiz gerekiyor. Deklanşör için uzaktan kumanda kullanıyoruz. Odaklama için de mikrometreli hassas kaydırma rayları görev yapıyor.
Büyütme oranlarına genel bir göz attıktan sonra şimdi yukarıya tekrar bakıp ilk cümlede sorduğum soruya cevap verebiliriz.
- Yakın çekim
- Yakın çekim
- 1:1 makro
- 12X makro (fotomikrografi)
Güncelleme: 15.05.2015
Çekilen fotoğrafın büyütme derecesi nasıl ölçülür?
Rakamlardan konuştuktan sonra pratikte büyütme değerini nasıl ölçeceğimize gelelim. Makro çekimde kullandığımız düzenekler çeşit olarak uçsuz bucaksız. Her birinin kaç X büyütme yaptığını denemeden tahmin etmek mümkün değil.
Eğer 1:1 makro lens kullanıyorsak en yakın odaklama değerinde bize vereceği büyütme 1X’tir bunu biliyoruz. Veya Canon MP-E 65 gibi özel bir lens 1X-5X aralığında büyütme değerini bize lens üzerinde ve EXIF bilgilerinde verecektir. Peki ya şu durumda ne olacak? Ters bağlı 40mm bir agrandizör lensini 200mm açılmış bir körüğe bağladık. Ya da 200mm bir lensin önüne ters bağlı olarak 50mm yerleştirdik. Büyütme ne oldu?
Bunu ölçmemiz gerek. Ölçüm için bir parça kağıt, bir cetvel, bir kalem ve sensörümüzün boyunu bilmeye ihtiyacımız var. Ve tabi bir de fotoğraf çekmeye.
Örneğin şu anda kullandığım Sony A7II gövdenin sensör boyu 35.8mm. Bir kağıda bu uzunlukta bir çizgi çekersem bu 1X çizgisi olacak. Herhangi bir lens sisteminde vizörden baktığımda 1X çizgisi görüntüyü tam olarak dolduruyorsa o sırada 1X büyütme yapıyorum demektir. 1:1 büyütmede fotoğrafladığımız objenin boyu ile sensördeki imajın boyu aynı olur. O zaman 35.8mm boyundaki çizgi 35.8mm boyundaki sensörü tam olarak dolduracaktır.
2X büyütme yaptığımda az önceki çizginin tam yarısı boyundaki çizgi kadrajımı doldurmalı. Bu şekilde gövdemizin sensör boyuna uygun oranlanmış çizgiler çektiğimizde şöyle bir kağıt elde ederiz.
Bu çizgileri Photoshop ile hassas boyut vererek oluşturdum ve 40X’e kadar çıkan büyütme değerleri için yaptım. Bunu bir yazıcıda bastığımda elimde bir ölçek kağıdı oluyor. Artık tek yapmam gereken herhangi bir lens sisteminde bu kağıda vizörden bakıp hangi çizginin kadrajımı dolduracağını bulmak. Bu bana o sıradaki büyütme değerini gösterecek. Bu şekilde hazırlanmış bir kağıdı el altında bulundurmanızı tavsiye ederim.
Bilgisayar ortamı ya da print etmek size uymazsa kalem ve cetvel iş görür. Yüksek büyütmeleri işaretlemeseniz de olur. Pratikte 10X’e kadar yapsanız yeter de artar. Yine kolaylık olarak milimetrik kağıt kullanabilirsiniz. O zaman cetvele de ihtiyaç kalmaz.
4 yorumlar
Çok aydınlatıcı,gereği kadar uzun veya kısa bir yazı olmuş,benim seviyemdeki bir fotoğraf meraklısı için tam kıvamında.Yukardaki tecrübelerinize sahibim ve kesinlikle aynı düşüncedeyim.Bu arada fotomikrgrafi terimini öğrenmiş oldum.Teşekkürler..
Terimler bazen kafa karıştırıyor. Kulak alışkanlığı olsun diye bunları verdim. 10X üzeri genellikle mikroskop kullanımı olduğu için fotomikrografi terimi kullanılıyor. Bazıları da fotomakrografi diyorlar. Biraz zorlama ifadeler oluyor belki… 10X makro denip geçilebilir de. Kimse itiraz etmez.
Güray bey yazınızda 1cm’lik sineğin kaç piksele denk geldiğini hesaplarken sinek ile makine arasındaki mesafeninde hesaba katılması gerekmiyormu. Ben odak uzaklığı ve obje makine arası mesafesi bilinen bir nesnenin gerçekte kaç cm geleceği ile ilgili bir soruyu araştırırken yazınıza rastladım. Hala bu soruyu çözemedim. Çeşitli formüller var ama uygulamasını yapamadım. Kendi denemelerimde ise değişken sonuçlar elde ettim. Örneğin d5100-nikon 50mm f:1,8 sabit lens ile 1 metre mesafede fotoğrafı çekilen bir cetvelin resmi photoshopta 1:1 tam oluyor. Aynı makineye sigma 17-70 lens takılıp 50 mm odakta 1 metre mesafede çekilen fotoğraflar photoshopta tam 1:1 olmuyor. Canon EF-S lenste (600D) denemedim ama çok farklı olacağını zannetmiyorum. Buradaki farkın nedeni objektifin optik merkezlerinin farklı olmalarımı, distorsiyon farklarımı yada başka bir etmenmi var anlayamadım. İnternette bulduğum formüllerde genel olarak odak aralığının optik merkez yada odak noktası obje arası mesafesinin oranının, sensör boyu ile obje boyuna oranının eşit olduğu prensibine dayanıyor.Konu ile bilgilendirme yaparsanız çok sevinirim. Uzun süredir çözemediğim bir problem.
Merhaba,
Karşılaştığınız durum biraz karışık gerçekten. Teorik olarak aynı mesafeden aynı odak boyuna sahip iki lens ile yapılan çekim aynı sonucu vermeli. Sebebi kesin olarak ben de söyeyemiyorum. Distorsiyon önemli bir faktör, geniş açıya yaklaştıkça her lensin davranışı değişiyor. Mutlaka distorsiyon oluyor. 50mm’de bu çok belirgin olmamalı. Zoom lens ve prime lens farkından kaynaklı optik tasarımın etkileri de olabilir. Dediğim gibi net konuşamıyorum.
Ama makro konusunda durum daha net. Makro lensler distorsiyon açısından sorunsuz, optik düzlem ise gerçek bir düzlem şeklinde. Buna rağmen sizdeki gibi 50mm odak uzunluklu iki lens farklı sonuç verebiliyor. Ben hesaplarımda obje-makine arası mesafeye hiç girmiyorum. Lensin odak uzunluğu ile de ilgilenmiyorum. Bunun yerine ilgilendiğim parametre büyütme miktarı. Bunun için referans olarak kullanabileceğim 1X büyütme veren makro lensim de olunca farklı lensleri birbiriyle kıyaslamak ve gerçek obje boyunu hesaplamak hiç sorun olmuyor.
Farklı bir lens kullandığım zaman öncelikle yeni lensin büyütme miktarını hesaplamam gerekiyor. Bunun için milimetrik kağıt kullanıyorum. 1:1 makro lens ile çekilen referans fotoğrafta 1cm mesafe 1816 piksele denk geliyor. Benim sensörüm için bu böyle. Hatta çekim yapmadan da sensör boyunu bilerek bunu söyleyebilirim. Sonra farklı bir lens kullandığımda aynı milimetrik kağıdın fotoğrafını çekip 1mm ya da 1cm bu sefer kaç piksele denk geliyor ona bakıyorum. Ölçtüğüm pikseli 1X değeri olan 1816 piksel ile kıyaslayarak yeni büyütmeyi hesaplıyorum.
Sadece nesne boyu ile ilgileniyorsam büyütme miktarını bilmeye de gerek yok. Yeni lens ile çekilen bir nesnenin piksel boyu ile aynı lensin çektiği milimetrik kağıt fotoğrafından 1cm için ölçtüğüm piksel boyunu kıyaslamak yetiyor.
Makroda bir avantaj daha var. Alan derinliği milimetrenin küçük bir kesiri boyutunda. Yani ölçmeye çalıştığım nesne ile ilk çektiğim milimetrik kağıt makinaya tam olarak aynı mesafede duruyor. Yoksa her iki görüntünün de net çıkma ihtimali yok. Bir tanesi diğerinden az ileride ya da geride olamaz. Bu durum perspektif yüzünden oluşacak sıkıntıları çözüyor.
Sizin durumunuzda 50mm lens ile yapılan çekimde özellikle diyafram da biraz kısıksa nesne net olduğu halde mesafeyi kestirmeniz zor. 90cm de olabilir, 115cm de… İkisi de net görünebilir. Bu durumda boy hesabı yapamayız.