Elimize geçirdiğimiz herhangi bir lensin sınırlarını test etmek hem eğlenceli hem de öğreticidir. Bazen beklenmedik güzel keşifler yapılabilir.
Bir önceki incelemede kırtasiyelerde satılan sıradan büyüteçlerle eğlenceli bir deney yaptık. Bir fotoğraf makinesinde lens olarak kullanılabilecek en basit yapı olan bir büyüteci körük önüne bağlayarak fotoğraf çektik ve “chromatic aberration” denen optik sorunu inceledik.
Büyüteçten fotoğraf makinesi lensi yapalım
Uzunca bir aradan sonra aynı konuyu biraz daha ilerletmek istiyorum. “Sıradan bir büyüteç bile fotoğraf çekebiliyorsa elimdeki en kaliteli büyüteç nasıl bir fotoğraf çeker?” diye sormadan konuyu kapatmak içime sinmedi.
Fotoğrafın makro dalı optik çeşitliliğin belki de en fazla olduğu alan. Bir şekilde kullanırım mantığıyla fotoğraf adına elime geçen her şeyi çekmeceye atıyorum. Kaliteli büyüteç kapsamına giren ne var ne yok diye düşününce aklıma gelen ilk şey Raynox close up filtreler oluyor.
Raynox’lar aslında tam olarak basit bir büyüteç sayılmazlar. Biraz daha karışık yapıdalar. Tek bir cam yerine katmanlı bir yapıdan oluşuyorlar. Bu sayede optik bozulmalar daha az olacak.
Bu filtreleri en çok öven kişilerden biri olarak tekrar kısaca hatırlatmak isterim. Bir lensi daha yakına odaklamaya zorlamak için kullanılabilecek en iyi yöntemlerden biri önüne Raynox takmak olacaktır. Küçük, hafif ve keskin olması dışında lensin önüne takıldığı için gövde ile iletişimi arasına girmeyen harika bir eklenti. Diyafram kontrolü ya da otomatik odaklama kullanmak isteyenler bu konuda sorun yaşamayacaklar. Raynox’un makro amaçlı kullanımına ilişkin link yazısına göz atabilirsiniz.
İlgi alanımıza giren 3 model var: DCR-150, DCR-250 ve MSN-202. Elimde sadece DCR-150 ve DCR-250 modeli olduğu için testlerimizi bu ikisiyle yapacağız.
Raynox DCR-150
Ailenin küçük üyesi olan dcr-150 modeli 4.8 diyoptri değeriyle nispeten zayıf bir mercek. Asıl amacı tele lensleri makro lenslere çevirmek. Tele lenslere daha güçlü bir Raynox takarsak işler biraz karışıyor ve zorlaşıyor.
DCR-150’yi bir lens gibi düşünerek optik değerlerine bir bakalım. Diyoptri formülü 1000/f şeklinde tanımlanıyor. Küçük diyoptri değerleri yüksek odak değerine yani tele lenslere karşılık geliyor. 4.8 için odak değerini 1000/4.8 = 208mm olarak buluyoruz.
Diyafram ölçümü için camın çapına bakacağız. Raynox’un arka bağlantı filtre çapı neredeyse tam olarak camın çapıyla aynı. Yani hiç cetvel kullanmadan çapını 43mm olarak söyleyebiliriz. Bunu diyafram değerine dönüştürmek için odak değerini çapa böleceğiz. 208/43 = f4.8 olarak buluyoruz. Diyafram tesadüfen diyoptri değeriyle aynı çıktı aslında iki formülün bir bağlantısı yok.
Lensimiz 208mm f4.8 değerinde.
Raynox’u körük üzerine bağlarken harici diyafram eklemek iyi bir fikir olacak. Diyafram sahibi olmayan arkadaşlar üzülmesinler, şart değil. Ama varsa lensin hemen arkasına koyarak ek olarak diyafram ayarı imkanı elde edebiliyoruz. Duruma göre ideal değerleri ayarlayabilmek ve tam kontrol sahibi olmak tercih sebebi.
Bendeki ekipmanlarla bağlantı formülü şöyle ortaya çıkıyor.
Gövde + Sony-Pentax adaptörü + Pentax körük + M42 adaptörü + M42 körük + M42 ters 49mm adaptörü + Ters Raynox
DCR-150’yi sonsuza odaklayabilmek için sensör-lens arasını 208mm olacak şekilde ayarlamamız yani körüğü oldukça fazla açmamız gerekli. Bu değeri tabi ki ölçmüyoruz. İstediğimiz yere odaklayana kadar körüğün boyu ile oynayacağız. Her körük bu kadar fazla açılmıyor olabilir. Küçük körükler için körük ile birlikte bir miktar da uzatma tüpü kullanmak gerekecektir. Çünkü yakındaki objelere odaklayabilmek için 208mm’den daha da fazla açıklığa ihtiyacımız olacak.
İlk denemede Raynox’u körük önüne düz olarak bağladım. Yani 43mm olan taraf körüğe bağlı olacak şekilde…
Sonuç… Yani ne desem, rüya görüyor etkisi var gibi! Biraz bulanık ve nesnelerin etrafı hayalet gibi parlıyor. Bu haliyle kullanmak istemem. Diyaframı kısmak biraz toparlıyor ama yeterli değil. Lensi ters bağlayarak denemek gerek. 49mm tarafı körüğe bakacak şekilde ters lens adaptörü üzerinde bağlamak aynı zamanda daha kolay kolay.
Evet şimdi oldu. Netlik yerinde. Yumuşak bir bokeh var. O zaman gerçek bir model ile çekimlere devam etmek gerek.
200mm civarında bir portre lensi arayanlar için Raynox DCR-150 keskin bir alternatif oluşturuyor. Yalnız kullanımının kolay olmadığını söylemem gerek. Körüğü çok fazla açtığımız için büyük ve hantal bir ekipman haline geliyor. Gün sonunda bilekleriniz ağrıyabilir. Yine de oldukça eğlenceli.
Şahsen 208mm bana biraz fazla geliyor. Daha geniş açılı DCR-250 modelinde daha yüksek bir potansiyel olacağa benziyor. Hemen ona geçelim.
Raynox DCR-250
DCR-250 bana çok hizmet etti. İlk makro lensimden sonra sıradaki eklenti buydu. O günden beri çok farklı noktalarda şaşırtıcı işler başardı. DCR-250’yi kullandığım alanları listelersem:
- Closeup filtre olarak (üretim amacı bu)
- Sonsuz mikroskop lenslerinde tüp lens olarak
- Relay lens sistemlerinde lens dışına saçılan imajı içeriye toplamak için
- Lens arkasında “focal reducer” olarak
- Ve tek başına portre lensi olarak (bu yazının konusu)
Bir taşla şimdilik 5 kuş vuruyoruz. Gayet yeterli.
DCR-250 için yine aynı şekilde ölçümlerle başlıyoruz. Lens 8 diyoptri değerinde. Yani odak değeri 1000/8 = 125mm. Diyafram için aynı çap değerini ölçüyoruz, yani 43mm. Formülde yerine koyarsak 125/43= f2.9 buluyoruz.
Raynox DCR-250 bir lens olarak 125mm f2.9 değerlerine sahip. Harika bir portre Lensi olacak gibi duruyor. Düz bağlamanın iyi sonuç vermeyeceğini bildiğim için aynı şekilde ters bağlı olarak test ediyorum.
Detaylar çok iyi görünüyor. %100 büyütme değeri ile yakından bakalım:
Başlangıçta tahmin ettiğim gibi DCR-250 diğer modele göre bu işe daha uygun. Bir lens olarak 125mm değerine karşılık geldiği için körüğü çok fazla açmak gerekmiyor. Küçük körüklerle de rahatlıkla kullanılabilir.
Harici diyaframdan hiç bahsetmedim. Peki diyafram alan derinliği ve keskinlik üzerine nasıl rol oynuyor? İşe yarıyor mu?
Not: Evet kedinin bir gözünde sorun var, malesef iyilişmeyecek bir sinir hasarı. Ve evet yukarıdaki fotoğrafta aynı kedinin kaza geçirmeden önceki hali var. O daha eski bir fotoğraf.
Diyaframın etkisi çok bariz. Ben 4 farklı kademede test ettim. Diyafram açıklığı döndürdükçe yumuşak geçiş ile değişen cinsten. Değerini bilemiyoruz. Sol üst köşede tam açık hali ile çok yumuşak bir bokeh ve dar bir net alan elde ediliyor. Sağ alt köşe ise diyafram sonuna kadar kısılmış halde. Neredeyse her yer net ama keskinlik ciddi oranda azalmış durumda. Son fotoğrafta diyafram deliğinin çapı 1mm civarında. Yani rakam olarak bilemesek de sonuna kadar getirince abartı derecede kısık bir diyafram değerine ulaşmış oluyoruz.
Testler tamamlandıktan sonra yeni lensimin tadını çıkarmaya devam edip bol bol kullandım.
Özellikle portre çekimine çok uygun bir lens olduğunu söyleyebilirim. Diyaframsız kullanımda keskin bir merkez sağlaması ama kenarlara doğru yumuşak bir etki vermesi dikkati merkeze çekiyor. Eskiden lens kusuru olarak görülen bu durum hareket katıp eğlence yaratıyor. Kullanımı gerçekten keyifli.
Raynox DCR-250 biraz havalı bir portre fotoğrafı arayışına girdiğimde tercih edebileceğim lenslerin arasına girdi.