Bu yazıyı birkaç kez baştan yazıp her seferinde içeriğe bir şey daha eklemiş oldum. Başta sadece Raynox’lara değinmeyi planlarken sonra close-up filtre konusu daha geniş bir şekilde ortaya çıktı, hepsini bir seferde ele almaya karar verdim.
Daha önce anlatmıştım, her şey Tamron 90mm lens ile başladı. Bunu aldıktan sonra “Artık makro çekim yapabiliyorum” diyerek konuyu kapatmış, uzun bir zaman boyunca ihtiyacımı çözdüğümü düşünmüştüm. Raynox’lar hakkında bir şeyler duyana kadar üzerinden birkaç yıl geçmiş ve ben 90mm’yi makrodan çok portre lensi olarak kullanmıştım. Küçük eklentiler ile lenslerin büyütme miktarını artırabileceğimi öğrenince hemen araştırmaya başladım. Herkesin dilinde bir Raynox vardı ve gördüğüm fotoğraflar gerçekten heyecan vericiydi. DCR-250 ile tanışmam böyle oldu. Makro konusunda Tamron 90’dan sonra ilk aldığım ve sonrasında da en çok kullandığım ekipman olacaktı.
Raynox’lara geçmeden önce close-up filtre konusunda genel bilgi vermek istiyorum.
Makro close-up filtre
Kavram olarak hepimizin bildiği ama belki pek azımızın kullandığı, denediği araçlar bunlar. Lensimizin izin verdiği mesafeden daha yakın çekim yapmak istediğimizde elimizde birkaç seçenek var. Tüp kullanmak ilk akla gelen yöntem ama lens odak değeri büyüdükçe çok uzun tüplere ihtiyaç olacağı için tele lenslerde tüp yerine close-up filtre kullanmak güzel bir seçenek oluyor. Bildiğimiz bir büyüteç görevi gören close-up filtreler büyütme gücüne göre +1, +2, +3 gibi isimler alıyorlar. Uygun değerdekini seçerek lensin filtre yuvasına takıp daha yakın çekim fotoğrafımızı çekiyoruz.
Diyoptri
Close-up filtreler her lenste farklı büyütme etkisi yaratır.
+1, +2, +3 demişken bunun ne olduğunu açıklamak gerek. Bu kesinlikle bir x2, x3, x4 anlamı taşımıyor. Bir close-up filtre teleconverter gibi x2 değer taşımaz. Bu şekilde yanıltıcı reklamlar görüyorum. Hatta Raynox kendisi bile MSN-202 üzerine 4X gibi bir yazı koymuş. Bunlar doğru değil, aklınızda olsun. Filtreler birlikte kullanacağımız lensin optik özelliklerine göre farklı büyütme verir.
Diyoptri’ye dönersek, merceklerin optik gücünü ifade eden bu rakam odaklama mesafesinin farklı bir söyleniş biçimidir. Formül olarak verirsek 1/f diyebiliriz. Yani +2 bir close-up filtre 1/2 metre = 50cm mesafeye odaklama yapar. +5 için odaklama 1/5 metre = 20cm mesafede olacaktır. Kullandığımız gözlüklerin derecesi de bu şekilde verilir. Benim gözüm 0.5 derece bozuk dediğimizde aslında 0.5 diyoptri değerinde bir gözlük merceğine ihtiyacımız olduğunu söyleriz. Büyütme ya da küçültme durumuna göre de diyoptri eksi ya da artı değer alır.
Odak mesafesi yerine diyoptri kullanmanın pratikte bir kolaylığı var. İki merceği üst üste koyarsak birlikte nasıl davranacaklarını hesaplarken basitçe diyoptri değerlerini toplarız. Yani +1 ve +2 değerdeki iki close-up filtre birlikte kullanıldığında +3 değerde bir filtre ile kabaca aynı şekilde davranacaktır. Bu şekilde close-up filtreler üst üste kullanım imkanına sahiptir. Ama ben +1 ve +2 birlikte kullanmaktansa tek bir +3 kullanmayı tercih ederim. Üst üste ekledikçe ışık geçirgenliğinin azalması, iç yansımalar vs. gibi sorunlar yüzünden netlik azalacaktır.
Close-up filtre ne kadar etkili
Test yapmadan bu sorunun cevabını veremiyorum. Çünkü etki kullandığımız lense göre değişiyor. Üstelik sadece odak mesafesine göre de değil. Mesela tüm 50mm lenslerde aynı büyütme oluşur diyemeyiz. Çünkü her lensin en yakın odak mesafesi farklıdır. O yüzden bunu deneyerek göreceğiz.

Büyütme potansiyeli daha yüksek olduğu için tele lensler ile test yapmayı seçiyorum. Tamron 90mm ve Pentax K 135mm f2.5 ile test edeceğim. Elimdeki filtreler 52mm çapında lensler için yapılmış. Ama hiç sorun değil. Filtre çapı dönüştürücü adaptörler ile her iki lensimiz üzerinde kolayca kullanabiliyoruz.
Tamron 90mm ve close-up filtre kullanımı
Büyütme değerlerini hesaplarken milimetrik kağıt üzerinde yaptığım çekimleri kullanıyorum. Tamron 90mm ile 1X büyütmede çekilmiş fotoğrafın piksel ölçüleri ile kıyaslayarak yeni fotoğraflardaki büyütmeyi hesaplıyorum. Hassas olması açısından doğrudan piksel sayısı üzerinden hesap yapıyorum.

Günlük çekimlerde ise kabaca hesaplamak yetiyor. Bunu kolaylaştırmak için farklı büyütme değerlerini aynı kağıt üzerinde işaretledim. Bu işaretlemeyi yaparken sensör ölçünüz önemli. Kullandığınız fotoğraf makinesinin sensör ölçüsünü biliyorsanız aynı uzunlukta bir çizgi çektiğinizde bu 1X çizgisidir. Vizörden baktığınızda bu çizgi kadrajı tam dolduruyorsa 1X büyütme alıyorsunuz demektir. Aynı şekilde oranlayarak farklı büyütmelere ait çizgiler çizilebilir. Ben öyle yapıyorum.

Close-up filtreleri kullanırken +1, +2 ve +3’ü ayrı ayrı kullandıktan sonra bir de hepsini üst üste takarak elde ettiğim +6 değerini test edeceğim. Dediğim gibi bunlar üst üste kullanılabiliyor.
Tamron 90 için örnek fotoğraf vermiyorum. Çünkü hepsi birbirine çok yakın sonuç verdi. Kullanıma göre elde edilen büyütmeler şu şekilde:
| Ekipman | Büyütme |
| Tamron 90mm | 1X |
| Tamron 90mm + 1 close-up | 1.07X |
| Tamron 90mm + 2 close-up | 1.17X |
| Tamron 90mm + 3 close-up | 1.26X |
| Tamron 90mm + 1 + 2 + 3 close-up | 1.47X |
Gördüğünüz gibi fark fazla değil. Tamron 90mm bir makro lens olduğu için zaten yakına odaklama yapıyor ve 1X büyütme veriyordu. Close-up filtreler ile bu miktar biraz artırıldı. Ama elde edilen fark kalite kaybına değmez. Sadece bu kadar miktarda bir büyütme artışı amaçlıyorsak Tamron 90’ı makro tüp ile kullanmak daha mantıklı.
Pentax SMC K 135mm f2.5 ve close-up filtre kullanımı
Bu lenste close-up filtre daha ciddi bir değişim yaratacak. Bunu test etmeden söyleyebilirim. Günlük lenslerde yardımcı makro ekipmanları çok büyük değişim yaratıyor. Fakat günlük lensler çoğu zaman makro için uygun olmuyor. Buna dikkat etmek gerek. Keskin bir lens ile başlanmalı.
Önce lensi çıplak hali ile test edelim. Lensin en yakına odaklayabildiği 1.5m mesafeden yapılan tam kadraj çekim 135mm ile şu şekilde sonuç veriyor.


Close-up filtre taktığımız zaman ciddi bir değişim görüyoruz. +1, +2, +3 ve son olarak hepsini birlikte kullanıp +6 değerlerinde elde ettiğimiz fotoğraflar sırayla şu şekilde:






Makro için tasarlanmayan bir lens için hiç fena değil. Bunlar tek çekim fotoğraflar, focus stacking uygulanmadı. Bu yüzden büyütme arttıkça alan derinliği azalıyor. Değerlendirme yaparken net çıkan bölge üzerinden karar vermek gerek. İlk çekimler iyi ama özellikle son fotoğrafta, 3 filtrenin birden üst üste kullanılması keskinlikten bir şeyler götürmüş. Modern filtreler daha iyi sonuç verecektir, bendeki ürün oldukça eskiydi.
Sırada Raynox’lar var. Onlar teknolojiden faydalanıyor. Detaylı olarak incelemeden önce aynı lens ve aynı test objesi üzerinde kıyaslama yapalım. Lensimize Raynox DCR-250 takıyoruz.


Pentax 135mm ile elde ettiğimiz büyütme değerlerini bir tabloda toplarsak şöyle bir sonuç çıkıyor:
| Ekipman | Büyütme |
| K135 | 0.11X |
| K135 + 1 Close-up | 0.25X |
| K135 + 2 Close-up | 0.40X |
| K135 + 3 Close-up | 0.57X |
| K135 + 6 Close-up | 0.96X |
| K135 + DCR-250 | 1.32X |
Raynox daha yüksek büyütmeyi çok daha keskin bir sonuç ile verdi. Her iki fotoğraftan detay gösterebilmek için crop alıp yan yana veriyorum. Soligor +1 ve +2’de iyi görünüyordu ama +3 ve +6’da isteneni veremedi. Solda yer alan Soligor +6 (üçü birlikte) close up filtre sadece keskinlik bakımından değil CA renk bozulmaları açısından da tam bir facia. Kırmızı-mor haleler yüksek kontrastlı bölgeleri bozmuş. Sağdaki Raynox DCR-250, +8 diyoptri değeri ile hem keskinlik, hem de renk açısından çok başarılı.

Raynox close-up eklentiler
Tekrar özetlersek close-up filtre seçiminde iki özellik öne çıkıyor:
- Büyütmeyi artırma yönünde bize ne katacağı.
- İmaj kalitesine ne kadar zarar vereceği.
Büyütme miktarı diyoptri değerine bakarak tahmin edilebiliyor. İmaj keskinliği de ürünün genel kalitesi ve modern kaplamalara sahip olması ile ilgili. Bu konuda Raynox markası piyasada haklı bir şöhret edinmiş. Aynı zamanda fiyat olarak uygun seviyedeler. $75 civarına alınabiliyorlar ve bu durum ayrıca takdir ediliyor.

Raynox’un makro amaçlı 4 farklı filtre modeli var. İçlerinde MSN-505, 32 diyoptri ile en yüksek büyütmeyi veren model ama maalesef şimdiye kadar bunu test etme imkanı bulamadım. DCR-150, en düşük büyütmeli olan, 4.8 diyoptri değerinin hafif kalabileceğini düşündüğüm için henüz ilgilenmiş değilim. Elimdekiler ise, DCR-250 uzun zamandır severek kullandığım bir model ve diğeri Adnan Demir arkadaşımın test etmem için gönderdiği MSN-202. Adnan’a teşekkür ederim.
Raynox filtreler kendileri doğrudan filtre yuvalarına takılabiliyor. Ama çapları biraz küçük. Bu yüzden bir adaptör ile birlikte geliyorlar. Bu adaptör yardımıyla geniş bir aralıkta farklı filtre çapına sahip lensler ile kullanılabiliyorlar. İstersek birlikte gelen adaptör yerine kendi filtre çapı dönüştürme adaptörümüzü de kullanabiliyoruz.
Şimdi DCR-250 ve MSN-202’ye detaylı olarak bakalım.
Raynox DCR-250
DCR-250 modeli +8 diyoptri değeri ile en çok tercih edilen ve en geniş kullanım imkanı bulan model. Özellikle elde çekimlerde kullanılabilecek bir eklenti. Büyütmeyi aşırı artırmıyor, alan derinliği elde çekim yapılabilecek seviyede oluyor. 1X ile yetinmeyip biraz daha üzerine çıkmayı düşündüğümüz durumlarda imdada yetişiyor. Neredeyse elimizdeki tüm lenslerle birlikte kullanarak makro fotoğraf çekebiliyoruz.

DCR-250’nin her iki tarafında filtre yuvası bulunuyor. Arka tarafı 43mm, ön tarafı ise biraz daha geniş, 49mm. Yani DCR-250’nin üzerine 49mm genişliğinde başka filtreler de takabilirsiniz.
Bir miktar örnek koymak gerekirse:
Raynox MSN-202
MSN-202, +25 dioptri değeri ile yüksek büyütme vadediyor. Elde çekimler için çok uygun değil çünkü alan derinliği çok dar olacak. Focus stack yapmak bu filtre ile kesinlikle bir ihtiyaç haline geliyor. MSN-202’nin sadece arka tarafında 37mm’lik filtre vidası var. Üzerine başka bir filtre ekleyemiyoruz. Boyutları küçük olduğu için böyle bir karar verilmiş olabilir. Filtre eklemekte ısrar ediyorsak MSN-202’yi en üste eklememiz gerek.


Hemen testlere geçelim. Raynox testlerinde sonuçları doğru yorumlayabilmek için focus stack uygulaması yaparak tam bir alan derinliği elde ettim. Daha iyi fikir vermesi açısından fotoğraflarda oynama yapmadım. Photoshop müdahalesi ya da crop yok, makineden çıktığı gibi. Aydınlatmada sürekli ışık kullandım. Işık kaynağı olarak 2 tane Ikea Jansjö led lamba görev yaptı. Difüzör olarak kağıt bardak kullandım. Lensimiz ise Tamron 90mm. Önce çıplak lens ile nasıl bir fotoğraf elde ettiğimizi görelim:

İğne üzerine yapıştırıcı ile tutturulmuş bu küçük ölü böcek için 1X büyütme yetersiz kalıyor. Fazla detay göremiyoruz. DCR-250 ile tekrar denemek gerek

1.7X çok güzel bir değer. Hem detay alabiliyoruz, hem de kullanımı çok kolay. Elde çekimlerde sürekli kullandığım bir değer. Fotoğraf keskinlik açısından çok başarılı. Raynox’un gözle görülür bir yan etkisi yok. MSN-202 kullandığımızda ise 3.16X büyütme alıyoruz.

Keskinlik açısından ikisini kıyaslarsak merkez bölgelerde her iki lens çok başarılı. Bize bir çok detay gösteriyorlar. Kenar bölgelerde ise MSN-202 oldukça soft kalıyor. DCR-250’de kenarlardaki kayıp bu kadar belirgin değil. Aşağıdaki detay crop’lara bakarsak hemen farkedebiliriz.



Kenarlardaki bu durum MSN-202’yi kesinlikle kötü bir filtre yapmıyor. Genellikle en önemli bölgeler merkezde kaldığı için ortaya çıkan fotoğraflara örneklerden de görüldüğü gibi kötü demek mümkün değil. Ama çalışması kolay bir lens de değil. Tamron 90mm kullanırsak 1.5-2cm gibi çok yakın bir mesafeden çekim yapıyoruz. Aydınlatmada lensin tam önünde kalan bölgenin gölgede kalmaması için biraz çaba sarfetmek gerekiyor.

Sonrasında elbette DCR-250 ve MSN-202’yi birlikte kullanarak bir test yaptım. Diyoptri değerlerini topladığımızda 8 + 25 = 33 gibi bir değere gelmesini bekliyoruz. %32’lik bir büyütme artışına denk gelmesi gereken bir durum var. Ama teori ile pratik yine birbirini tutmuyor. Her ikisini birlikte kullandığımda sadece MSN-202’ye göre %5 büyütme artışı alıyorum. Çift filtre kullanmanın getirdiği kayıplara değmeyecek bir artış. Bu seçeneği plandan çıkarıyorum.
Peki günlük lenslerde denersek ne elde ederiz?
MSN-202’yi 135mm lens ile denedim. Fakat büyütme çok yüksek olup alan derinliği de çok ince seviyelere indiği için titreşim hassasiyeti Pentax K-x gövdenin kaldırabileceğinden öte bir seviyeye geçti. Net fotoğraflar alamadım. Flaş kullanarak ya da uygun gövde ile; yani bazı aynasız makineler ile bazı Canon modellerinde bulunan EFSC özelliği ile bu çekimler yapılabilirdi. Ben 135mm’yi kenara koyup daha mütevazi olan Pentax SMC M 50mm lensim ile devam ediyorum.

Genellikle hepimizde bulunan 50mm lensler ile bu seviyede makro çekimler yapılabileceğini görmek güzel 🙂 Ters bağlantı ve tüp kullanarak da aynı fotoğrafı almak elbette mümkün. Ama MSN-202 gibi bir eklenti ile çok hafif ve kompakt bir çözüm elde edip aynı zamanda bunu tele lenslere de uygulayarak çok yüksek büyütmelere çıkılabilir.
Agrandizör lensi ile Raynox DCR-250 kullanımı
Gelelim agrandizör lenslerine… Bu arada yazıyı da iyice uzattım ama dediğim gibi hepsini birden ele almak istedim.
Agrandizör lenslerini ters bağlayarak kullanıyoruz. Bu durumda Raynox nasıl bir konum alacak? M39 bayonet olan agrandizör lensleri için 43mm-37mm filtre çapı düşürücü ile bu sorunu çözebilirim. Ama kurduğum düzeneği bozmamak ve farklı bir şey denemek için Raynox’u ters çevirip iç tarafa bağlamayı seçiyorum. Garip bir bağlantı olacak, bir çok bağlantı elemanına ihtiyaç var.

- En dışta m39 uzatma tüpünden yapılmış gölgelik/hood
- Ters bağlı Rodagon WA 40mm agrandizör lensi
- 40.5mm – 49mm filtre dönüştürücü
- 49mm – 43mm filtre dönüştürücü
- Raynox DCR-250 (ters bağlı)
- 49mm – PK bayonet ters bağlantı adaptörü

Hepsini birbiri üzerine bağladığımızda yandaki gibi güzel görünen garip bir lens ortaya çıktı. İç yansımaları azaltıp keskin bir görüntü elde etmek için dışta m39 hood içinde ve içte 40.5mm-49mm adaptöründe mat siyah halka şeklinde ışık emici materyal kullanıyorum. Bunların gözle görülür olumlu etkileri var. Raynox ile bu şekilde birleşmenin getirdiği yeni optik dizilimin nasıl bir etki yaratacağını hiç kestiremiyorum. Merakla testlere geçiyorum.
Lensler körük üzerine bağlı. Büyütmeyi en düşük seviyede tutmak için ilk çekimde körüğü sonuna kadar kıstım.

Gayet sıkı bir büyütme veriyor: 3.1X. Bu değer birçok stüdyo çalışmasında kullanılabilir. Zaten çok keskin olan Rodagon WA 40mm, Raynox ile iyi geçiniyor. Detay kaybı pek hissedilmiyor. Şimdi körüğü sonuna kadar açıp tekrar çekim yapmak gerekiyor. Bakalım büyütme hangi değere kadar çıkacak?

Büyütme 6X değerine çıktı. Bu değerlerde artık mikroskop lenslerine geçiş yapılmış olmalı. Sınırı biraz zorladığımız için bir miktar detay kaybı var. Aydınlatma ise iyice zorlaşmış durumda. Yine birkaç cm mesafeden çekim yapıyoruz. Neyse ki CA renk bozulması yok. Elde ettiğimiz fotoğraf bence gayet kabul edilebilir seviyede.
Bir sonuç çıkarmam gerekirse, Raynox DCR-250 harika bir eklenti. Kaybeder ya da bozarsam hemen yenisini alırım. MSN-202 ise çok iyi olmakla beraber benim şahsi kullanım alanımın dışında kalıyor. Ekipman yelpazem geniş ve yüksek büyütmeler için başka çözümler kullanıyorum. Ama rahatlıkla tavsiye edilebilecek kullanım alanı geniş bir ürün.
Raynox’ları doğrudan Amazon’dan sipariş edebilirsiniz. Kısa sürede geliyorlar. Ben aldığımda Türkiye fiyatından daha uygundu.
Not: Raynox’lar için (özellikle DCR-150 ve DCR-250 modelleri) burada ele almadığım başka birkaç kullanım alanı mevcut. Mesela nfinity tipi mikroskop lenslerinde normalde 200mm lens ile sağladığımız tüp lens ihtiyacını basitçe ve güzelce çözüyorlar. Bu durumu da birlikte inceliyor olacağız.


