Fotoğraf makinemiz var, makro fotoğraf çekmek istiyoruz.
Nereden başlayacağız? Harcama yapmadan elimizdeki ekipman ile birşeyler yapamaz mıyız? Yoksa 1:1 makro lens satın almamız şart mı?
Aslında hiçbir harcama yapmadan yepyeni bir alana geçmek pek mümkün değil. Ama en düşük maliyet ile makro dünyasının kapısını aralamak pekala mümkün. Pek çoğumuzun elinde çeşitli odak seviyelerinde lensler mevcut. Ama bunların çoğunun en yakın netleme mesafeleri makro çekim seviyesinden oldukça uzak. Yarım metre kadar uzaktan çekim yaparak istediğimiz detayı alamıyoruz. Hatta o mesafeden görüntülemek istediğimiz minik nesnenin ne olduğunu bile anlayamayabiliriz.
Bu yazıda kompakt dijital ya da SLR makinemiz ile üzerlerinde bulunan lensleri yakın çekimde nasıl kullanabiliriz ona bakalım. Burada kısaca ele alacağımız her bir yöntem için daha detaylı inceleme yazılarını yine burada bulabilirsiniz.

Yapacağımız şey elimizdeki lensleri daha yakına odaklamaya zorlamak. Birkaç çeşit donanım kullanarak bunu yapabiliriz. Lensimizi tasarlandığı çalışma mesafesinin ötesinde yakına zorladığımız için sonsuza netleme imkanını kaybedeceğiz. Önemli değil, amacımız daha yakına netlemek. Yöntemlerimizi şu şekilde sıralayabiliriz.
- Close-up filtreler
- Tüp – körük – helicoid kullanımı
- Ters bağlantı
- Lens üzerine ters bağlantı
SLR makinelerde bu dördünü ayrı ayrı ya da birlikte kullanabiliriz. Elimizdeki lens çeşitliliğini de düşünürsek deneyebileceğimiz hayli yüksek sayıda olasılık var. İçlerinde tatmin edici sonuçlar verecek yöntemler çıkacaktır. Bazıları da çok zorlama olabilir. Ben daha çok kendi denediğim şekliyle anlatıyor olacağım.
Close-up filtre

Close-up filtreleri öne almamın sebebi bunların geniş bir kullanım alanı olması. Elimizde ister SLR, ister kompakt makine olsun. Yine lensimiz ne olursa olsun uygun bir adaptör ile bunları kullanıp makro çekimler yapma şansımız var.
Close-up filtreyi bir büyüteç olarak düşünebilirsiniz. Lensimizin önüne bu büyüteci takıp daha yakından çekim yapma imkanına kavuşuyoruz. Close-up filtre takılıyken lens üzerinden odak ayarını değiştirerek büyütme oranıyla oynama şansımız bile var.
Farklı markalar altında farklı büyütme seçeneklerine sahip çok sayıda close-up filtre modeli bulabilirsiniz. Aynı markanın ürünleri (adaptör ile başka marka da olur) birlikte üst üste kullanım imkanı sunar. Ben Raynox DCR-250 modeli sahibi olarak bundan örnek vereceğim.

Raynox’lar bir adaptör ile birlikte geliyor. Lens filtre çapına göre farklı adaptörler bulunuyor. Bendeki 52-67mm aralıklarındaki lenslere takılabilen bir universal adaptör. Bu yeterli olmazsa uygun filtre çaplı adaptörleri kendimiz temin ederek Raynox’ları dijital kompakt makinemiz ile de kullanabiliyoruz. Kompakt makineler zaten oldukça yakına netleme yapabilen, makro çekimleri fena olmayan cihazlar. Raynox ile bunu daha da geliştirme imkanımız var.
Pentax K serisi 135mm f2.5 ile küçük bir test yaptım. Raynox olmadan bu lens en yakın 1.5m mesafeye netleme yapabiliyor. Raynox takılmadan önceki ve sonraki görüntüleri aşağıdaki şekilde.

Önce lensi en yakın netleme mesafesi olan 1.5m’ye ayarlayarak bir poz çektim. Sonra Raynox’u takarak lensi yine en yakına ve sonra sonsuz netleme ayarına getirerek 2 poz çekim yaptım. Elde ettiğim büyütmeler bu şekilde. Lensimiz artık 1:1 üzeri büyütme yapabilen bir makro lens haline geldi.
Şaşırtıcı gelebilir, bunu sağlayan şey artık lensimizin daha yakına netleme yapması. Yani artık 1.5 metre değil sadece 10-15cm mesafelerden çekim yapabiliyor oluşumuz. Farklı mm/odak değerlerindeki lenslerde farklı sonuçlar alınacaktır. Bunların örneklerini ve ölçümlerini dediğim gibi başka yazılarda vereceğim.
Raynox’un iki farklı modeli, DCR-250 ve MSN-202 için detaylı inceleme yazısına şu adresten ulaşabilirsiniz:
Makroda Uzatma Tüpü, Körük ve Helicoid

Tüp, körük ve helicoid temelde aynı şey. İçinde optik eleman olmayan, dışarıdan ışık sızdırmayan, boş bir tüp şeklinde olan bu araçlar lensimizi daha yakına netlemeye zorluyor. Tüpler yapı olarak çok sağlam ama sabit boyda olduğu için kadrajı ve büyütmeyi hassas şekilde değiştiremiyoruz. Tüp boyuna göre neyse o oluyor. Körükler tüpten farklı olarak açılıp kapanabilen esnek yapıdalar. Büyütme ve kadraj ile istediğimiz gibi oynama imkanımız var. Ayrıca körükler uzun açılabildikleri için yüksek büyütmelere çıkabiliyorlar. Helicoid ise tüpün sağlamlığı ve körüğün esnekliğini birleştiren bir yardımcı. Zoom lenslerimizdeki mekanizmanın aynısı. Döndürülerek ya da çekilerek boyu değiştirilebilen tüpler.
Bunların tamamı close-up filtre gibi bir cam eleman taşımadıkları için resim kalitesine zarar vermiyorlar ancak bir close-up gibi minik bir eklenti değiller. Açık havada elde çekimde bir Raynox çok daha kompakt ve hafif bir çözüm sağlıyor. Kullanacağımız tüpün ya da körüğün boyunu ayarlarken lensimizin odak değerine ve ne kadar büyütme istediğimize bakıyoruz. Geniş açılarda kısa, teleye doğru yükseldikçe uzun tüpler kullanmak zorunda kalıyoruz. Tüpler bu yüzden parçalı yapıda yapılıyor, istediğimiz uzunluğu bunları birbirine ekleyerek elde ediyoruz. Taşınabilir, kullanışlı bir boyutta kalabilmek için tüpler ile birlikte genellikle geniş açı lensler (ters olarak) kullanılır. Yoksa elde çekim yapamayacak kadar uzun, dengesiz bir tüp kullanmamız gerekebilir. Eğlencesine bunu deneyenler var:

Tüp alımında dikkat edilmesi gereken nokta markalı, kaliteli bir ürün seçmek olmalı. Piyasada çok ucuza Çin malı tüpler bulunuyor. Ben de denemek için almıştım. Ama makinanın gövdesine tam oturmadı. Bayonete sıkışıp zarar vermek ya da üzerindeki lensi düşürmek gibi sorunlar yarattığı için fazla kullanmadım. Biraz tasarruf için girilmeyecek bir risk. Ayrıca bu tüplerin içinde ışık yansıtmayı engelleyecek tasarımlar yok. Netliğe olumsuz etki edecek bir unsur. Bunun ne kadar önemli olduğunu anlatan bir yazımız var:

Lensleri tüp üzerine genellikle ters bağlayacağımız için çok önemli olmasa da kaliteli tüpler genellikle otomatik diyafram ve hatta otomatik odak ayarı desteği sunabiliyor. Böylece otomatik lenslerde düz bağlantı yapmışsak diyaframı ve odağı gövdeden kontrol etme şansına sahip oluyoruz. Otomatik diyaframlı tüpler ile birlikte kullanılan otomatik lensler vizörde kararma olmadan çekim yapabilmemize imkan tanıyor. Diyafram çekim anına kadar tam açık kalırken, deklanşörle birlikte kapanıyor.
Tüplerin ilginç bir kullanım alanı da tele lensler. Eğer kuş fotoğrafı çekiyorsanız uzun tele lenslerle 4-5m’den yakına netleme yapamayacağımızı bilirsiniz. Her zaman sizden kaçan kuşunuz o gün yanınıza konarsa binlerce dolarlık lensiniz elinizde, bakar kalırsınız 🙂 Bu durumda ince bir tüp takarak lensinizin sonsuza netleme özelliğini feda edip 4m-sonsuz aralığı yerine 2m-50m aralığında çalışmayı tercih edebilirsiniz. Bu aralık bence gayet mantıklı. 50m’den uzaktaki bir kuş en güçlü lenslerle bile yeterince yakın olamayacaktır. Bu tarz bir çekim için tüpte autofocus desteği önemli olacaktır. Yoksa makro çekim için AF desteği önemli değil.

Helicoid olarak alabileceğimiz en kaliteli ürünlerin başında Olympus 65-116 geliyor. Gövdeyi ve lensi bağlamak için ek adaptörlere ihtiyaç duyacağınız bu ürün “tripod collar” bulundurduğu için yatay-dikey ve ara konumlarda kolayca çekim yapmayı sağlıyor.
Tüp kullanımı üzerine detaylı inceleme yazısına şuradan ulaşabilirsiniz:
Ters Lens Bağlama
Lenslerimiz hiç tasarlanmadıkları şekilde, ters bağlandıkları zaman oldukça yakına netleme yapmaya başlarlar. İlk yazımda söz etmiştim. Ortaokul çağlarında dürbünümle oynarken ters çevirip baktığımda her şeyi çok uzak görmüştüm. Bu pozisyonda etrafa değil de çok yakına, parmak izime baktığımda mikroskop gibi büyüttüğünü keşfetmiştim. Parmağımdaki bir yaraya bu şekilde yakından bakınca korktuğumu hatırlarım.

Ters bağlantı için lensimizin filtre yivini kullanıyoruz. Normalde buraya vida gibi döndürerek filtre takıyoruz. Bu yuvayı kullanan, bir tarafı filtre ağzı, diğer tarafı da makinemizin bayonetine uyacak adaptörler var. Bunlara ters bağlantı adaptörleri diyoruz. Minik ve ucuz şeyler. Birkaç dolar’a alınabiliyor. Çoğunun üzerinde bir tanım yok. Bu yüzden siz $1 daha verip üzerinde ne olduğu da yazanlardan alın. Yoksa bir süre sonra dolan çekmecelerin içinde “acaba hangi bilezik neyi bağlamak için” diye arar durursunuz.
Ters bağladığımız lensi doğrudan makineye değil, uzunluğuna önceden karar verdiğimiz bir tüpün önüne bağlıyoruz. Körük veya helicoid de olur tabi ki. Bu şekilde “extreme macro” denen yüksek büyütmeli çekimler yapabiliriz. Ters bağlantıda en çok tercih edilen günlük lensler 28mm ve 50mm olanlardır. Bunun dışında agrandizör lensleri de makroda hemen her zaman ters bağlı kullanılır.
Zoom lensleri ters bağlamayın zoom mekanizması lensi tersten taşıyacak şekilde sağlam yapılmadığı için zarar görebilir. Başımıza geldiği için biliyorum 🙂
Ters bağlantı tekniğininin detaylı incelemesi için şu adrese tıklayabilirsiniz:
Lens üzerine ters lens bağlama
Kulağa ne kadar garip gelse de, makro çekimler denemelere çok açık bir alan olduğu için böyle şeyler uygulanıyor. Aslında yaptığımız şey close-up filremiz yoksa onun yerine aynı prensipte güçlü bir büyüteç yerine geçecek başka bir lens kullanmak. Önce makinemize normal bir tele lens takıyoruz. Sonra da yine özel bir adaptör kullanarak, filtreden filtreye bağlantı sağlayan bir bilezik ile 2. lensi bunun üzerine ters bağlıyoruz. Örneğin 52mm filtre çapında 200mm bir tele lensimiz, ve 49mm filtre çapında 50mm bir lensimiz varsa “49mm-52mm filter to filter adapter” adlı ürün ile 50mm lensimizi 200’ün üzerine ters bağlıyoruz. Bu adaptörlerin diğer adı da “macro coupling adapter”.

Ana lens olarak zoom lens kullanırsanız bunun odak değeri ile oynayıp büyütmeyi değiştirerek çok esnek bir kullanım bulabilirsiniz.

Büyütme miktarını bulmak için orijinal lensin büyütmesine ek olarak 2 lensin odak değerlerinin birbirine bölünmesini eklememiz gerektiği söyleniyor. Örneğin 90 mm makro lens ile 1:1 büyütme sağlarken önüne ters olarak 50mm bağladığımızda 90/50=1.8X ile birlikte toplam 2.8X büyütme sağlar gibi. Ancak pratikte, kullanılan lenslerin netleme mesafeleri önemli. Çok emin değilim, ben büyütmeyi ölçerek buluyorum. En alttaki örnekte 90mm ve 50mm kullanıldığında büyütmenin oldukça yüksek olduğu görülüyor.
Bu konuyu da yine ayrı bir yazıda detaylı olarak bulabilirsiniz:
Son söyleyeceğim şey ise şu:
Anlattığım yöntemleri makro olmayan lensler ile makro çalışmak amaçlı diye algılarsak eksik kalır. Tüm bu yöntemler, makroya özel tasarlanmış lenslerde, yani gerçek makro lensler, özel amaçlı makro lensler ve agrandizör lenslerinde kullanılırsa mükemmel sonuç verir. Eğer makro lensiniz varsa, onu bir de bu yöntemlerle deneyin. Pişman olmayacaksınız 🙂
